Dikkat nedir? Ne işe yarar?
Gereken işe, gerektiği kadar, gerekli süre zarfında odaklanabilmektir dikkat. Herkes için gereklidir; bazen dikkatsizliğimiz yüzünden yanlış yola saparız, yemeğin tuzunu unuturuz, iş yerindeki yazışmaların tarihini geciktiririz istemeden, sonra da dikkatsizliğimizin cezasını çekmek zorunda kalırız. Çocuk olmak zaman zaman dikkatsiz, kontrolsüz (aceleci) davranışları, kıpır kıpır olma halini beraberinde getirse de dikkat hem akademik hem sosyal becerileri için gereklidir.
Dikkat olmadan öğrenme ve gelişme olmaz; bebekler ilk günden itibaren keşfetmek, öğrenmek ve becerilerini geliştirmek için çevrelerini dikkatle inceleler. Kendi bedenlerini, annelerini, çevreyi dikkatle inceleyerek dış dünyayı gelişen becerilerini de kullanarak yavaş yavaş keşfe başlarlar. Bebeklerin dikkatleri doğal olarak kısa sürelidir, ilgilerini canlı tutmak için uyaranların çeşitliliği ve zenginliği önemlidir. Ama ilk günden itibaren bebekler çevrelerine dikkat ederler, yeni olaylar ve durumlar karşısında dikkat kesilirler, gösterdikleri tepkiler ve davranışları ile dikkat çekerler…
Dikkat niye dağılır?
Çocuklar büyüdükçe dikkat konsantrasyon süresi ve kalitesi gelişir. Okul öncesi dönemde 5-10 dakika ile sınırlı olan dikkat süresi okul dönemindeki çocuklarda 20 dakikaya kadar uzayabilir. Dikkat konsantrasyonu kesintisiz olan bir süreç değildir. Hepimizin dikkati belli periyodlarda dağılır, önemli olan işimize devam etmek için dikkatimizi yeniden toplamayı başarabilmemizdir.
Dikkat birçok etkenden etkilenebilir. Öncelikle yorgunluğun dikkat üzerindeki olumsuz etkisini herkes yaşamıştır. Uykusuz olduğumuzda ya da uzun saatler süren çalışma saatleri sonrasında dikkati toplamak daha da zorlaşır.
Günlük hayat olayları dikkat fonksiyonlarımızı etkiler; kafamızı kurcalayan birden fazla düşünce-problem varsa gerekli olana odaklanmak, işleri düzene koymak imkansızlaşır. Kafamızın içi karışıksa çantamızın içi ya da masamızın üzeri de karışıktır.
Dikkat aynı zamanda ruhsal durumuzdan da etkilenir. Dikkat kelimesinin sözlük tanımı; “Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık (Türk Dil Kurumu)” bu ilişkiyi oldukça net bir şekilde anlatır. Üzgün olduğumuzda yaptığımız işe dikkat etmek zorlaşır hatta içinde bulunduğumuz duygusal durum ne kadar olumsuzsa dikkat fonksiyonları o kadar bozulur.
Rutin, sıkıcı olan işlere dikkati yoğunlaştırmak daha zordur. Çünkü dikkat ve motivasyon el ele giden iki işlevdir. Biri olmadan diğerini sağlamak pek mümkün değildir. Bu nedenle çocuklar sevdikleri bir oyunu oynarken uzun süre dikkat ederken onlar için sıkıcı olan 15 dakikalık bir ödevi 45 dakika da tamamlayabilirler.
Günlük hayatta ara sıra dikkatin dağılması olağandır ama bu dikkat dağınıklığı bireyin sosyal ilişkilerini, akademik başarısını günlük hayat ile ilgili işlevleri yerine getirmesini ciddi olarak etkiliyorsa o zaman bu durum dikkatle ele alınmalıdır.
Dikkat Eksikliği Hiperakvitive Bozukluğu nedir? Belirtileri nelerdir?
Son yıllarda okul çağı çocuklarında dikkatsizlik, unutkanlık, aşırı hareketlilik, düşünmeden hareket etme, kurallar uymakta zorluk gibi sorun tanımlamaları dikkat çekmektedir. Eğitimcilerin ve anne-babaların çoğu çocuklarının çok çabuk sıkıldığından, ödevlerini yapmakta, kitap okumakta, ders çalışmakta isteksiz olduklarından, çok sık eşya kaybettiğinden, enerjisinin hiç bitmez gibi olduğundan, kurallara uymakta zorlandıklarından, televizyon ve bilgisayar karşısında saatler geçirirken 10 dakikalık ödevin başına oturtamadıklarından zaman zaman yakınabilmektedirler. Bunlar zamane çocuğunun özellikleri midir, anne-baba tutumlarının sonucu mudur yoksa çok farklı bir nedenden kaynaklanıyor olabilir mi?
Bu olasılıkların hepsi mümkün açıklamalar olabilir. Açıklamanın hangisi olduğuna göre de çözümler farklılık gösterebilir. Önemli olan çocuğun davranışlarının altında yatan etkenleri doğru anlayabilmek, ayrıntıları gözden kaçırmamak, gerektiğinde uzman kişilerin gözlem ve yorumlarına başvurabilmektir.
Aslında tüm bu sorunların çok da yeni olmadığı bilinmektedir. Ama bilimsel araştırmalar sayesinde nedenler ve çözümler hakkında daha sağlıklı ve etkili bilgilere sahip olmaya başladığımız için var olan problemlerin farkına varmak ve tanımın yapmak daha kolay hale gelmiştir.
Dikkat fonksiyonların uzun süreli ve yoğun olarak bozulduğu durumlardan biri dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğu’dur. Genel olarak yaşıtlarına oranla daha hareketli olmak, bilişsel çaba gerektiren işlere dikkatini yoğunlaştırmada zorlanmak, acelecilik, olayların sonunu düşünmeden hareket etmek belirtileri ile tanımlanabilir.
Uzmanlar Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunu yaşam boyu devam eden sosyal, duygusal ve iş hayatı üzerinde olumsuz etkileri olan bir bozukluk olarak tanımlamaktadırlar.
Çocukluk döneminin özellikleri göz önüne alındığında bu sorun tanımına dikkatle ve profesyonel bakışla yaklaşmak gerekir. Çünkü çocuklar doğaları gereği hareketlidir, sabırsızdır, dikkatsizdir ve sakardırlar. Bu noktada önemli olan tüm bu ve benzeri davranış tanımlamaların bir soruna işaret edip etmediğini araştırmaktır. Soruna işaret eden en önemli etken ise bu davranışların çocuğun günlük hayat kalitesini, arkadaşları ile uyumunu ve okul başarısını ne yönde etkilediğini gözlemlemektir. Eğer bu belirtilerin hepsi ya da birkaçının var olduğu durumda çocuğun sosyal ve akademik uyumu olumsuz olarak etkileniyorsa o zaman anne-babanın, öğretmen ve rehberlik servindeki uzmanların harekete geçmesi önemlidir.
Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun fark edilmesi ve tanınması daha çok okul dönemi ile ortaya çıkmaktadır. Bunun en önemli nedeni DEHB’nin büyük ölçüde okul ortamında sosyal uyum ve akademik başarı için gerekli olan alanları etkilemesidir. ev ortamında anne-baba çocuğun hareketlilik, acelecilik, dikkatsizlik gibi özelliklerini fark etse bile bu her zaman büyük bir sorun yaratmaya bilir. Ancak sosyal ortamlar, kural ve sınırlamaların olduğu durumlar, yeni bilgi ve becerilerin öğrenilmesi gereken durumlar DEHB olan çocukların sıkıntı yaşamasına neden olabilir. Evde 5 dakikada bir masasından kalkmasından anne-baba rahatsız olsa bile müdahale etmeye gerek duymayabilir ancak sınıf ortamında bu davranış hem çocuğun öğrenmesini hem sınıf düzenini etkileyeceği için çocuğun öğretmen ve arkadaşları ile sorun yaşamasına neden olacaktır. Bu nedenle dikkat ve hareketlilik ile ilgili sorunlar bu çocukları okula başlamasıyla daha dikkat çekici daha da önemlisi çocuğun hayatının olumsuz olarak etkileyecek hale gelmektedir.
DEHB her ne kadar çocukluk döneminde tanınsa da sadece bu döneme ait bir sorun tanımı değildir. Dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik (düşünmeden, ani hareket etme) bireyin tüm hayatını etkileyen sorunlara neden olabilmektedir.
Dikkat eskiliği ve aşırı hareketlilik son günlerde popüler kavramlar olsa da ailelerin, öğretmenlerin ve uzmanların bu konu hakkında doğru bilgilere sahip olması çok önemlidir. Bu şekilde sorunlar doğru şekilde tanımlanıp, uygun müdahaleler planlanabilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun “tembellik/yaramazlık olarak tanımlanması kadar, her hareketli çocuğunda hiperaktif olarak görülmesi çocukların ve ailelerin hayatını zorlaştıracaktır.
DEHB bozukluğuna ait Amerikan psikiyatri Birliği tarafından belirlenmiş olan belirtiler aşağıda bilgi vermek amaçlı olarak sıralanmıştır. Bu belirtiler anne-babalara, öğretmenlere gözlemlerinde yol gösterebilir. Ancak çocuğun yaşadığı sorun ile ilgili doğru ve etkili tanımlamanın bir uzman tarafından yapılması gerekmektedir.
Dikkat eksikliği belirtileri
1) Ayrıntılara dikkat etmekte zorluk ya da okul, iş ve diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapma
2) Dikkat gerektiren görevler ya da işlerde dikkati sürdürme güçlüğü
3) Birisiyle yüz yüze konuşurken dinlemede güçlük çekme
4) Okul ödevlerini ya da işyerinde verilen görevleri bitirmekte zorlanma, verilen yönergeleri izlemekte zorluk çekme( yönergeleri anlama güçlüğüne ya da inatlaşmaya bağlı değildir.)
5) Görevleri ve etkinlikleri düzenleme/ organize etme güçlüğü
6) Uzun zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınma, bu işlerden hoşlanmama ya da bu işlere karşı isteksizlik
7) Görev ve etkinlikler için gereken eşyaları kaybetme ( örneğin: oyuncak, okul ödevleri, kalem, kitap ya da araç gereç)
8) Dikkatin kolayca dağılması
9) Günlük etkinliklerde unutkanlık
Aşırı hareketlilik ( hiperaktivite) belirtileri
1) El ve ayakların kıpır kıpır olması, oturduğu yerde duramama
2) Oturulması gereken durumlarda yerinden kalkma
3) Koşuşturup durma ya da huzursuzluk hissi
4) Boş zaman faaliyetlerini sessizce yapmakta güçlük
5) Sürekli hareket halinde olma ya da sanki motor takılıymış gibi hareket etme
6) Çok konuşma
Dürtüsellik
1) Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verme
2) Sıra beklemekte zorluk çekme
3) Başkalarının işine karışma ya da konuşmalarını bölme
Yukarıda tanımlanan belirtilerin görüldüğü alanlara göre Dikkat eksiliği ve Hiperaktivite Bozukluğu 3 ayrı grupta tanımlanabilir.
-Dikkat konsantrasyon, hareketlilik ve dürtüsellik alanlarında sorun yaşayan grup
-Sadece dikkat eksikliği olan grup
- Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik alanında sorun yaşayan grup
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğuna ait belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması, uzun süredir devam ediyor olması (6 aydan daha uzun süreli), en az çocuğun iki farklı ortamda benzer davranışları ve sorunları sergiliyor olması (yuvada, okulda, evde, arkadaşları ile birlikte), söz konusu davranışların çocuğun yaş dönemi özelliklerine göre farklılık göstermesi (4 yaşındaki bir çocuğun dikkatinin kısa süreli olması gelişim dönemi özelliği olarak normaldir, ancak uyaranlara yaşıtlarının gösterdiği kadar ilgi ve dikkat gösteremiyorsa o zaman buna dikkat edilmelidir) önemlidir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun (DEHB) nedenleri
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun ortaya çıkmasında etken olan nedenler araştırıldığında bir tek nedenden çok birden fazla etkenin rol aldığı belirtilmektedir. DEHB üzerine yapılan ayrıntılı araştırmalarda beyinde dikkat ve dürtü kontrolünü sağlayan bölümlerdeki aktivite düzeyinde farklılıklar olduğu belirtilmektedir. Bunun yanı sıra DEHB’nin kalıtımsal bir özelliğe sahip olduğu da elde edilen önemli veriler arasındadır. Ancak beyindeki bu farklı çalışmaya tam olarak nelerin neden olduğu ile ilgili kesin sonuçlara henüz ulaşılamamıştır. Bununla birlikte bazı çevresel etkenlerin DEHB riskini arttırdı da araştırma sonuçları arasındadır. Özellikle beynin gelişiminde çok önemli bir devre olan hamilelik döneminde annenin sigara- alkol kullanımı diğer pek hastalık riski ile birlikte DEHB riskini de arttırmaktadır. Bunun yanı sıra erken doğum, doğumda karşılaşılan komplikasyonlar, doğum sonrasında yaşanan ciddi sorunlar DEHB görülme olasılığı arttırabilmektedir. Çevresel etkenler birebir DEHB’ye neden olarak görülmemekte ancak var olan bozukluğun ortaya çıkma ve şiddetini arttırma olasılığını yükselttikleri bilinmektedir.
Anne-baba tutumlarının ise DEHB neden olmadığı ancak sorun ile baş etmede önemli bir rolü olduğu bilinmektedir. Çocukların dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik nedeniyle karşılaştıkları sorunlar ile baş etmeleri ve gerekli becerileri geliştirmeleri için uygun anne-baba tutumlarının önemi büyüktür. Uygun olmayan (aşırı otoriter ya da kuralsız) anne-baba tutumları söz konusu olduğunda ise çocuğun günlük hayatta sosyal, duygusal ve akademik alanda uyum göstermesi zorlaşmaktadır.
DEHB ve günlük hayat
DEHB söz konusu olduğunda çocuklar belirli sınırlara, günlük düzene, tamamlanması gereken işleri bitirebilmek için de destek ve motivasyona ihtiyaç duymaktadırlar. Anne-babalığın zor tarafı ise çocuğa olumlu davranışı geliştirmek için destek olurken, ortaya çıkan olumsuz davranışlar ile uygun baş etme yöntemlerini bulabilmektir.
DEHB belirtilerinin yoğunlaştığı alanlara ve belirtilerin şiddetine göre bireyin hayatında farklı alanlarda etkisini göstermektedir. Aşırı hareketlilik nedeniyle okulda kurallara uymakta zorlanan bir çocuk uygun spor dalında oldukça başarılı olabilir. Çocukların yaşadıkları zorluklar ile baş etmelerinde iki nokta oldukça önemlidir; birincisi zorlandıkları alanların farkına varıp bunlarla baş etme yöntem ve sistemleri geliştirebilmelerine destek olmak, ikincisi size güçlü yanlarını keşfedip bu alanlarda kendilerini geliştirmeleri, ortaya çıkarmaları için fırsat vermek.
DEHB ile baş etmede davranış sonuçları ve motivasyon önemli role sahiptir. Çocuklar davranış sonuçlarından öğrenirler. DEHB söz konusu olduğunda ise davranış sonuçlarının daha çabuk, daha tutarlı olması önem kazanmaktadır. Genel olarak uzun dönemli ödüller ya da cezalar davranış değişikliğinde ya da yeni becerilerin öğrenilmesinde etkili olmaz. Davranışın hemen arkasından gelen, davranış ile ilişkili sonuçlar daha verimli olacaktır. Örneğin yıl sonunda alınacak karne hediyesinin ders çalışma alışkanlığını kazandırma ihtimali oldukça düşüktür, bunun yerine her akşam ders çalıştıktan sonra anne-baba tarafından uygun görülen zamanı televizyon ya da bilgisayar karşısında geçirmek daha etkili bir davranış sonucu olabilir.
Televizyon ve bilgisayar çocukların hayatında giderek daha da büyük rol oynamaktadır. Bazı araştırmacılar küçük yaştan itibaren televizyon karşısında geçirilen uzun saatlerin dikkat eksikliğine neden olabileceğini belirtseler de kesin ve tutarlı sonuçlar elde edilememiştir. Ancak bilinen gerçeklerden biri çocukların televizyon seyrederken ya da bilgisayar oynarken dikkatlerini yoğunlaştırmakta çok fazla sorun yaşamadıklarıdır. Bu durum pek çok anne-baba için kafa karıştırıcıdır. Ödev yaparken 5 dakika yerinde oturamayan çocukları sinemada Örümcek Adam filmini başından sonuna gözünü kırpman seyredebilmektedir, ya da 2 kere 2 kaç eder sorusunun cevabını karıştıran çocukları bilgisayarda onların bile anlayamadığı oyunlarda çok başarılı olmaktadır. Bu durum ile ilgili belirtilebilecek iki önemli gerçek vardır birincisi televizyon aktif olarak dikkat fonksiyonlarının çalışmasını gerektirmeyebilir, görüntüler hızla akar, değişir, çocuk ise televizyon karşısında bu hızla geçen uyaranları takip eder, ikincisi bilgisayar ortamı gerçek hayatta var olmayan kadar hızlı bir geribildirim sistemi ile çalışır, oyunda hata yaparsanız yanarsınız, canınız gider, başarılı olursanız puanınız artar, ileriki bölüme geçersiniz, gücünüz artar. DEHB ile en önemli özelliklerden biri zaten bu bireylerin davranışları ile ilgili hızlı geri bildirimlere ve motivasyona ihtiyaç duymalarıdır, bilgisayar ortamı da bunu sağlar. Bu noktada bir parantez açmak gerekir; bilgisayar bunu sağlıyorsa o zaman hep bilgisayar oynarsa beceriler gelişir mi? Bu sorunun cevabını maalesef düz bir mantık içinde vermek zor. Gerçek hayat sosyal ilişkilerden, sorumluluklardan, rutin ve sıkıcı olabilen işlerden, kurallardan oluşur, hayat bilgisayar ortamındaki gibi değildir. Bu nedenle çocukluktan yetişkinliğe bireyin sağlık olarak hayatının devam ettirebilmesi için onun için zor olan alanlardaki becerilerinin desteklemesi ve geliştirilmesi gerekir. Bilgisayar hayatın bir parçası, çocukların eğitiminde etkili kullanıldığında yararları oldukça fazla olan bir araç. Ancak sınırsız, kontrolsüz kullanımı olumlu etkilerini gölgede bırakacak sonuçlara neden olabilmektedir.
Bilgisayar ve televizyonu, çocuğun hayatından tamamen çıkarmaktansa uygun şekilde anne-babanın kontrolü ve sınırlamalarıyla çocuğun becerilerinin gelişmesini desteklemek için kullanmak daha etkili olacaktır. Televizyonda seyredilen bir belgesel ya da film hakkında tartışmak, olaylar arasında neden –sonuç ilişkisi kurmasına yardımcı olacak paylaşımlarda bulunmak, internette ilgisi çeken bir konu hakkında araştırma yapmak (konuyu nasıl araştıracak, hangi adımları izlemesi gerekiyor, gerekli bilgiyi gereksiz olandan nasıl ayırmalı, öğrendiği bilgiyi nasıl kullanabilir vb) dikkat fonksiyonlarının gelişmesini destekleyecektir.
DEHB ile baş etmek için neler yapılır?
DEHB doğru tanımladığı ve uygun yaklaşımlarla müdahale edildiğinde olumlu gelişmelerin ortaya çıktığı bir bozukluktur. Bunun için öncellik çocuğun yaşadığı sorun alanlarının doğru şekilde tanımlanması önemlidir. Anne-babanın gözlemleri, öğretmenlerin ve rehberli servisinin tespitleri çocuğun uygun şekilde yardım alabilmesi için gereklidir. Dikkat ve aşırı hareketlilik ile ilgili sıkıntılar yaşadığından şüphelenildiğinde konunun uzmanı olan bir çocuk psikiyatristine başvurmak ilk adımdır. Gerekli olan tanı ve değerlendirmeler psikiyatristin yönlendirilmesi ile tamamlanacaktır. Bundan sonraki adım ise yaşanılan sorunlar ile baş etmek için uygun olan tedavinin programlanmasıdır. DEHB tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmış tedavi yöntemlerinden biri ilaç tedavisidir. Bu konu hakkındaki en doğru ve gerekli bilgileri çocuk psikiyatri uzmanlarından edinmek önemlidir. İlaç tedavisinin yanı sıra çocuğun zorlandığı beceri alanlarının geliştirilmesi için bireysel ya da grup çalışmaları ile yapılan psiko –eğitsel terapilerin etkili olduğu görülmektedir. Psiko-eğitsel terapilerin amacı çocuğun sorun yaşadığı alanları tespit etmek daha sonra uygun müdahale yöntemleri kullanarak becerilerin gelişmesini sağlamaktır. Örneğin masa başında dikkatini uzun süre yoğunlaştırmakta zorlanan bir çocukla yapılan süreli dikkat çalışmaları ile bu sürenin artması hedeflemektedir.
Çocukla yürütülen bireysel ya da grup çalışmalarının etkinliği ise anne-babanın da tedavi sürecinin bir parçası olması ile mümkündür. Ev ortamında anne-babanın uygun disiplin yöntemlerini uygulaması, eleştirel yaklaşmak yerine çocuğun zorlandığı alanları gerçekçi olarak kabul etmesi, gerekli olduğunda destek olması tedavinin verimliliği için gereklidir.
DEHB tanısı ile karşılaştığında anne-babanın bu konu ile ilgili bilgi edinmesi oldukça önemlidir. Çünkü hem çocuğun tedavisinin etkinliği için hem de ev ortamında anne-baba-çocuk arasındaki iletişimin korunması ve geliştirilmesi için anne-babanın ne ile karşı karşıya oldukları hakkında bilgi sahibi olması gereklidir.
Genel olarak DEHB ile baş etmekte anne-babaların dikkat edebileceği konu başlıkları aşağıdaki maddelerle özetlenebilir
DEHB olan bireyler planlama ve organizasyon becerilerinde sorun yaşayabilirler. Bu nedenle günlük bir düzenin ve programın oluşturulması, takip edilmesi gün içinde yerine getirilmesi gereken sorumlulukların yerine getirilmesini kolaylaştırır.
Dikkat eksikliği söz konusu olduğunda şunu unutmamak gereki aslında dikkat oradadır sadece sıkıcı ve rutin bir işe tutarlı olarak odaklanmak ile ilgili sorun yaşanmaktadır. İlgi ve motivasyonu arttırmak dikkatin toparlanmasında etkili olacaktır. Örneğin çocuğun ilgisini çeken bir konu hakkında okuması ya da yazı yazması sıkıcı bir konu hakkında yazmasından daha kolay olacaktır.
Ödüller ve davranış sonuçları doğru şekilde kullanıldığında becerilerin gelişmesine yardımcı olacaktır. Bilgisayar ve televizyon çocuklar için genellikle işe yarayan pekiştireçlerdir. Önce televizyon izlerse ödeve otumak daha zor olacaktır ama ödevini bitirip televizyon izlemeye ya da bilgisayar oynamaya hak kazanmak daha verimli sonuçlar verebilir.
Dikkat birebir ilişkide daha az dağılır, gerektiğinde ders konusunda aile üyelerinin yardımı işe yarayabilir. Tabi ki çatışma ortamına neden olmadıkça.
DEHB söz konusu olduğunda çoğu zaman eşlik eden başka sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin öğrenme problemleri ,davranış sorunları ya da duygusal sorunlar (kaygı- depresyon). Eğitimcilerin ve anne-babaların bu konudaki gözlemleri oldukça önemlidir. Eşlik eden sorunlar varsa bu durum değerlendirilmeli, uygun şekilde tedavi planı yapılmalıdır.
Okul-aile-uzman işbirliği DEHB tedavisinde olmazsa olmazlardandır. Çocuğun gelişimi için ekip çalışması yapmak, çocuğun becerilerini tüm bu ortamlarda desteklemek tedavinin etkinliğini artıracaktır.
DEHB özellikle davranış alanında neden olduğu sorunlar nedeniyle anne-baba- çocuk arasındaki ilişkide çatışmaların artmasına neden olabilir. Anne-baba istemeden baskıcı, eleştirel tepkiler verebilirler, bu tip davranışlar ise çocuğun olumsuz davranışlarının artmasına neden olabilir. Anne-babanın temel kurallar konusunda net ve tutarlı olması, genel olarak çocuğun olumlu davranışlarını geliştirme üzerine odaklanmaları çatışmaların azalmasında etkili olabilir.
DEHB uzman yardımı alındığında olumlu gelişmelerin kaydedilebildiği, çocuğun ve ailenin hayat kalitesinin gelişmesinin mümkün olduğu, tedavi edilebilen bir sorundur.
KAYNAK
Bebeklikten Erişkinliğe Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu” Prof. Dr. Bengi Semerci, Prof. Dr. Atilla Turgay
Ece Akın Bakanay
GERİMolla Gürani Mh. Sarımusa Sk.
No:33 Fındıkzade / Fatih / İSTANBUL
+90 (212) 631 23 11
© Copyright 2024 Created by / Rasim KILIÇ